Okunma Sayısı: 17092
CANLI YORUMLAR

SÜNNET! NE ZAMAN? NASIL?

İllaki yazın yapılmaz...

Çocukların sadece yazın sünnet edildiğini düşünenlerdenseniz yanılıyorsunuz. Kış mevsimi -özellikle Şubat tatili dönemini- sünnet dönemi olarak değiştirdi. Aileler çocuklarını sünnet ettirecekleri zaman iki şeyi öncelikli düşünüyorlar. 

1) yazın sünnet ettirelim de donsuz gezebilsin

2) Kışın sünnet ettirelim sıcaklarda belki kanaması artar.

 

Evet, son zamanlarda sünnette eski usul (kesmeli dikmeli) yöntemlere geri dönüldü. Sebep; Ürologların büyük kısmının dokuda his kaybına sebep olduğu gerekçesi ile lazerle sünnet derisini kesmeyi reddetmeye başlaması. Bu da bilinen "bugün sünnet yarın deniz" olayını rafa kaldırıyor. Buna bir de "bir yere çarparsam diye" gayet insanı bir şekilde huzursuz olup "donsuz" gezmeyi reddeden çocukları ekleyince "Sünnet yazın yapılı" mantığı da tarihte yerini almaya başlıyor. Bu işin biyolojik tarafıydı. psikolojik tarafını ise aşağıda bulacaksınız;

***

“En büyük arzusu biricik oğlunu sünnet ettirmekti. Bir gün sokaktaki telaşa koştu. Sevgili oğlunu yaşıtı bir arkadaşı eline geçirdiği bir teneke parçası ile sünnet etmeye kalkmıştı. Olay, arkadaşın sünnetçi, oğulun da sünnet çocuğu rolünde oyun oynadıkları sırada meydana gelmişti. İyi bir girişim denemesiydi doğrusu. Tetanoz aşısı sünnet münnet derken badire ucuz atlatılmıştı.”                         

Bu dönemde haz alanı olan  cinsel organlar adeta benlik ile özdeştir. Öz varlığı kadar önemli ve anlamlıdır. Toplumsal yaklaşımların da etkisi ile ilgi özellikle erkekte kıza göre fazla olan penise yönelir. Erkek çocuk kıza göre en farklı olan bu organını kaybetme, kız çocuğu ise kendine göre fark atan erkeğin penisini kıskanma duygusunu yaşar. Erkek çocuk penisini kaybetmediğinden emin olmak için sık sık açıp yerinde olup olmadığını kontrol eder. Yakın çevresindekilere sık sık açıp penisini gösterir.                          

Öte yandan, bu üstün organ ‘sünnet’ gibi bir ‘karabasanın’ tehdidindedir. “Yaramazlık yaparsan pipini keserler” tehdidi sadece erkek çocuklar için değil dikkatini gizliden gizliye bu ‘gizli ve gizemli’ organa yönlendirmiş olan kız çocukları için de geçerlidir.  Bu tehditleri yapmaktan özel bir hoşnutluk duyan yetişkinlerin sayısı da az değildir.  Bu tehdidi seçmekten haz alan ve bulunduğu ortamda dikkati penise çekmeye çalışan yetişkinlerin de, pipisinin sağlamlığını sık sık kontroledençocukta olduğu gibi, halen çözülmemiş cinsellik kompleksi olduğu düşünülebilir.

Gerek sünnet, gerekse pipinin ceza olarak kesilme korkusu bu yaş çocukları için zorlayıcı sıkıntı olur. Fakat, sünnet ile birlikte toplumun “İşte şimdi erkek oldun” yaklaşımı, çocuğun kendi cinsi ile girdiği rekabette onun öz güvenini arttırıcı rol oynaması bakımından faydalıdır. 

Ayrıca, toplumun benimsediği şaşaalı sünnet törenleri buradaki endişeyi azaltması bakımından önemli olduğu gibi aynı zamanda çocuğun erkeklik rekabetini herkese ilan etmesi, kendisini kahraman ilan ederek bu rekabette kendisini yüreklendirmesi bakımından önemlidir. Çocukta hadım olma, penisini kaybetme endişesini azaltmak kaydı ile yaklaşılırsa çocuğun cinsel kimliğini kazandığı bu yaşlarda sünnetin, cinsel rekabet gücünü arttıracağı düşünülerek, gerçekleştirilmesinin yararı vardır.

Sünnetten sonra pipisini kaybetmediğini farkedençocuk, toplumun sünnete atfettiği önem ölçüsünde kendinden daha emin olarak cinsel tavır arayışını tamamlayacaktır. Sünnetin 6. yaştan sonraki yaşlara ertelenmesi halinde çocuktaki hadım olma endişesi daha uzun yıllar sürecek ve çocuk karşı cins ile yaptığı mücadelede kendini eksik hissedecektir.

Bir başka yaklaşım da sünnetin 3 yaşından önce gerçekleştirilmesidir. Bu durumda çocukta sünnete ait bir hadım endişesi ortaya çıkmayacaktır. Ancak şaşaalı toplumsal olayı kendisi için yaşamadığı için bu olayın pozitif etkisinden de yararlanamayacaktır. Öte yandan sünnete ait hadım endişesi hissetmemesi çocuğun hiç hadım endişesi yaşamayacağı anlamına gelmez. Cinsel tavrın belirlendiği 3-6 yaş arasında sünnetli sünnetsiz tüm erkek çocuklar az ya da çok hadım endişesi yaşarlar. Esasında, o yaşların haz alanına yönelik bu endişe bu gelişme aşamasının kazanılmasında gösterilecek çabayı motive etmesi bakımından dozunda yaşanmak koşulu ile faydalıdır.                           

Sünnet dikkatleri penise çekmesi bakımından her iki cinsin cinsel kimlik krizinin  çözülmesinde motivasyonu arttırıcı rol oynaması bakımından faydalıdır. Üstelik çocuğun bu motivasyona ihtiyacı olduğu 3-6 yaşlarında ve hatta çocuğun sünnet stresinin artmasına fırsat verilmeden bu dönemin başında olmasında yarar vardır. Ancak sünnet ile ‘pipinin kesilmesi’ eşdeğer kullanılmamalıdır.  Bu hadım korkusunu körüklemesi bakımından çocuğun endişesini arttırır. Oysa, pipinin üzerindeki derinin daha güzelleştirileceği, pipinin güçlendirileceği, pipinin aynı babasınınkine benzetileceği  ya da benzer yaklaşımlar daha yapıcı olabilir.                         

Beşinci yaşta, “Acıkınca ne yaparsın?” gibi sebep-sonuç mantığı sorgulayan sorulara yanıt verebilmesine ve düşünce aktarımı başlamasına rağmen, düşüncelerde tamamen somut kavramlar hakimdir. Maddenin şekil değiştirebileceğini kavrayamaz. Buzun eriyip su olabileceğini anlayamaz. Ya da, en ufak yara berenin iyileşemeyeceğini düşünür. Üstelik, penisi kaybetme korkusu bu dönemde vücudun diğer bölgelerinde de yansıma bulur.

O nedenle, kız olsun erkek olsun bu yaş çocukları vücutlarında ortaya çıkan en küçük yara bereden aşırı rahatsız  olur. O nedenle, yaraları, bereleri çok önemlidir. Böylece bu yaşın adı ‘bandaj yaşı’ dır. “ Amaaan canııım… Küçücük bir yara. Sen de biraz abartıyorsun.”  demeyiniz. Yarası ile ilgili endişesini hatta ondan daha da abartarak paylaşınız.  

Yani, siz siz olun, kendi içinde bulunduğunuz gelişme aşamasına, başka bir deyişle sizin hayat felsefenize göre değil, onun içinde bulunduğu gelişme aşamasına paralel davranın.

Unutmayın! Bir sonraki gelişme aşamasına geçtiğinizde siz de değişeceksiniz. Bu hem sizin hem de onun yaşamını kolaylaştıracak ve her ikinize de huzur getirecek yaşamınızı daha renkli kılacaktır.

Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin

  • Ann Boyutu
    
İLGİLİ HABERLER

Yorum Yaz

Yasal Uyarı:Bu iletişim platformunda yorum yazanların, bilgi ve düşünce paylaşanların veya herhangi bir kanaldan site veya ziyaretçileriyle iletişim kuranların görüş ve düşünceleri, site editörlerini, modaretörlerini ve site hazırlayıcılarını bağlamamaktadır. Bu görüş ve düşüncelerin sorumluluğu tamamen ilgili kişilere aittir. Sitemizde reklam unsuru içeren yorumlara ve yönlendirici linklere yer verilmemektedir. Yorumlarınızı yazarken lütfen bunu dikkate alınız. Aksi halde iletileriniz yayından kaldırılacaktır.
1
porschys
Cevapla porschys
08.02.2012 12:20:47
Sabiha Hanım, Çocuk doğduktan 1 hafta içinde sünnetin yapılması, çocuğun psikolojik travma yaşamaması açısından daha iyi değil mi? Çocuğun 3 yaşında sünnet olmasıyla, doğduğunda sünnet olmasının biyolojik açıdan farkı var mıdır? 3 yaşında sünnet olması daha mı iyi? Teşekkür ederim
Cevap Yaz
1

KATEGORİNİN HABERLERİ
ÇOCUKLA İLETİŞİMİ KESMEYİN
ARKADAŞSIZ ÇOCUK
"EKRANA YAPIŞMA" TART...
ÇOCUĞUN ÖNÜNDE TARTIŞMAYIN
TOPLAYIN
2012 YILINA DAMGA VURAN
2012-2013 SONBAHAR-KIŞ
Adınız:
Soyadınız:
Email:
Sikayet & Öneri:
Talebinizi Seçiniz :