Facebook'ta paylaş Twitter'da Paylaş
Ann Boyutu
AMAN YAPMAYIN!

Çocuğunuza bakıcı bulmanız gerekiyor ama onu evinize ve ailenize nasıl sokacağınızı bilemiyorsanız size yardım edebiliriz.

Öncelikle şunu bilmeniz gerekir; bu konuda sık yapılan çok hatalı bir yaklaşım, bakıcıların sık değiştirilmesidir. Hele bakıcı değiştirme işlemi, annenin bebeğinin bakıcısına bağlandığını hissettiği ve buna engel olmak için yapılıyor ise, sonuçları çok daha vahim olur.

Çünkü bebeğin bağlanma mekanizmaları koparılmış olur ve bebek depresyona girer. Bakıcılar bebeğe sıcak davranamıyorlar ya da bağlanma geliştirecek yeterli süre bebekle birlikte kalamadan ayrılıyor iseler de bebekte besleyene bağlanma mekanizmaları gelişemez, dolayısı ile bebek kendini emin zeminde hissedemez. Emin zeminde öğrenme sistemleri de gelişemez. Bu tıpkı sınav heyecanı ile kendini emniyette hissetmeyen öğrencinin bildiklerini unutmasında olduğu gibi bir etkiye benzer.
 
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda yapılması gerekene gelince; bakıcı seçiminde en çok üzerinde durulması gereken, bakıcının çocuğa sıcak yaklaşımı ve uzun süre onunla birlikte kalacak olmasının garanti edilmesidir.

Bu süre yine yukarıdaki açıklamalara göre yaşamın ilk 3 yılı olmalıdır. Bu süre içinde 12-15. aylar ve 2,5- 3 yaş arası dönem özellikle kritiktir. Şöyle ki; ilk 3 yıl içindeki bu iki dönemde anneye (besleyene) bağlanma etkinliğini artırır. Kısacası, besleyenden ayrılma zorunlu ise, özellikle bu iki yaşam aralığından uzak dönemlere kaydırılmasının planlanmasında yarar vardır.

Çocuğa aynı anda birden fazla kişinin bakıyor olması da yine bebek bakımında başvurulan fakat sakıncalı bir yaklaşımdır. Çalışan anne çocuğunu bir bakıcıya bırakmaktansa anne ve kayınvalidesinden ya da diğer yakınlarından dönüşümlü bakım talep eder. Bu sakıncalıdır, şöyle ki; beyinde yüz kayıtları önemlidir.

Annenin yüzü beyinde bir alana, yakın çevredekilerin yüzü beynin başka bir alanına ve yabancıların yüzleri de yine başka bir beyin alanına kaydolur. Yüz kayıtları bu kadarla da kalmaz. Yüze ait ağız, göz, kulak gibi ayrıntılar yine anne, yakınlar ve yabancılar için ayrı ayrı olmak üzere belli beyin alanlarına ve en önemlisi mimikler yine bu kişi kategorileri dahilinde belli alanlara kaydolurlar. Yani, yüz kayıtları insan davranışlarını belirlemede ve sosyalleşmede çok önemlidir. Annenin, yani bebeği besleyenin yüz kayıtlarının diğerlerinden ayrı ve özellikli kodlanıyor olmasının nedeni bebeği onu besleyene yönelmesini garanti etmek içindir. Buradan bebeğin bakımını yapanın tek olmasının gereği açıktır. Yani bebek tek elden bakılmalı, dönüşümlü bakıcı sisteminden uzak durulmalıdır.
 
Annelerin bebeklerini teslim ederken sık olarak başvurdukları bir diğer yöntem de bebeği bir aile yakınının gözetiminde bakıcıya teslim etmektir. Yukarıdaki tartışma doğrultusunda burada dikkat edilmesi gereken, bebeğin temel ihtiyaçlarını hep aynı kişinin yapıyor olması, diğerinin ise temel ihtiyaçları karşılayana yardımcı olmasıdır. Yani, eğer bebeğe bakan aile yakını onun altını alabilecek, besleyecek ve uyutabilecek güçte ise bu ihtiyaçları bizzat kendisi üstlenmeli, bakıcı ona diğer işlerde yardımcı olmalıdır. Yok, aile yakını yaşı veya sağlık durumu nedeni ile bebeğin temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda ise, bebeğin temel ihtiyaçları bakıcı tarafından karşılanırken aile yakını ona göz kulak olmalıdır. 
 
Yukarıdaki hangi seçenek seçilmek durumunda kalınır ise kalınsın, anne evde olduğu süre içinde mutlaka bebeğin temel ihtiyaçlarını karşılamalı, diğer tüm uğraşlarına ikincil önemde zaman ayırmalıdır.
 
Sonuç olarak tüm canlılarda olduğu gibi, çocuğun da içsel dinamiklerini belirleyen, içinde bulunduğu yaşa ait ihtiyaçlardır. Bu ihtiyaçlar, çocuğun o yaş döneminin sonunda kazanılmasının beklendiği kimlik aşamasının olmazsa olmazlarıdır. Söz konusu ihtiyaçları karşılanan çocuk, o dönemde beklenen aşamaya ulaşır.

Yaşa özgü temel gereksinimleri karşılanan, dolayısı ile gelişmesi aksamadan süren çocuk; huzurludur, mutludur, uyumludur. Huzurlu çocuk ile yaşam hem kolay, hem de zevklidir. Gelişme süreci yolunda giden çocuğun huzur ve mutluluğu karnı doymuş, uykusunu almış çocuğun mutluluğuna benzer. Anne için önemli olan da çocuğun kalıtsal olarak sahip olduğu kapasitenin en üst seviyesine ulaşabilmesidir.

Bunun gereği de gelişme aşamalarının eksiksiz tamamlanıyor olmasıdır. Çocuğunun ulaşabileceği kapasitenin en üst seviyesine ulaşması adına gerekeni yapmış olmak anneye de ayrı bir sevinç verir. Böyle olunca, gelişmesini olması gerektiği gibi tamamlamakta olan çocuk da, ona bakan anne de, mutludur, huzurludur.