Facebook'ta paylaş Twitter'da Paylaş
Ann Boyutu
ÇOCUĞUNUZ SİZİN AYNANIZ

Farklı sosyal ortamlarda nasıl davrandığınızı ve duruma göre nasıl değişip uyum sağladığınızı bir düşünün. Dürüst olmak gerekirse, hiçbirimiz tanıştığımız ya da görüştüğümüz her insana aynı şekilde davrandığımızı söyleyemez. Kendi davranışınız hakkında düşünüp sonra da çocuğunuzun davranışını izlediğinizde, her aile bireyinin farklı ortamlar içinde kendine özgü bir tutumla hareket ettiğini fark edeceksiniz.

Çocuğunuz sizden öğrenir. Nasıl davranacağını öğrenmek için sizi izleyecektir ve siz de muhtemelen ona nasıl davranmasını istediğinizi belirtmişsinizdir. Çocuğunuzun sizin cümlelerinizi kurduğunu birçok kez duymuş ya da etrafındakilerin kendisi gibi davranmasını istediğine de pek çok kere şahit olmuşsunuzdur. İşte bu, çocuğunuzla kurduğunuz güçlü bir ilişkinin kanıtıdır aslında.

Davranışlarınızın kilit bir öneme sahip olduğunu öğrendikten sonra, kaçınızın şöyle söylüyor olabilirsiniz: “Harika! Eğer yaptığı iyi şeylerin sorumlusu bensem, o zaman kötü davranışlar sergilediğinde de sorumluluk bana ait demektir!”

Ancak mesele bu kadar basit değil. Çocuğunuzun davranışları arasında doğrudan size atfedilebilecek örnekler bulunabileceği gibi, bireysel özelliklerinden kaynaklı bazı davranışlar da sergileyebilir. Anne babalar olarak görevimiz, çocuklarımıza nelerin işlerine yarayacağını ve nelerin onları sıkıntıya sokacağını gösterebilmektir. Buna sağlamak için de kendi özgün karakter ve kişiliklerini ortaya koymalarına yardımcı olmamız gerekir.

Örneğin eğer başkalarına derdinizi anlatmaya çalışırken yüksek sesle konuşarak iletişim kuruyorsanız, çocuğunuzun da aynı şekilde davranmasına izin vermiş sayılırsınız. Üstelik başkaları bu şekilde davrandıklarını söylediklerinde anne babalar genelde çocuklarının evde kötü davranışlar sergilemediğini belirterek savunmaya geçerler.

Bu nedenle sesinizi nasıl kullandığınızla ilgili dikkatlice düşünün. Eğer bağırma gibi bir alışkanlığınız varsa, bunun etrafınızdakiler üzerinde ne gibi etkiler yaratabileceğini hesap edin. Bağırmak sizin için işlerin üstesinden gelmek anlamını taşısa bile bu davranışın etrafınızdakiler için gerçekten faydalı olmadığını bilin.

Zaten muhtemelen çocuklarla sıradan bir ses tonu kullanarak konuşmanın genelde daha etkili bir yol olduğunu kendiniz keşfedeceksiniz. Eğer etrafınızdaki insanlara derdinizi daha vurgulu bir şekilde anlatma ihtiyacını hissediyorsanız, sesinizi yükseltmektense dil yeteneğinizi kullanmayı deneyin. Ayrıca “Ben”le başlayan cümleler kurmanız da kendinizi daha fazla ifade etmenize yardımcı olabilir.

Ne kadar net konuşursanız, çocuğunuz mesajı alması da o kadar kolay olacaktır. Çoğumuzun yaptığı gibi, çocuğunuzun ondan ne istediğinizi tam olarak anlamasını bekleme gibi bir yanılgıya düşmeyin.

Anne babalar için çocuklarla iyi iletişim kurabilmenin bir yolu da onlarda görmek istediğiniz davranış için bir model olmaktır. İyi bir model olmak istiyorsak bunu karşımızdakini dinleyerek, makul cevaplarla karşılık vererek, zor ve duygusal anlarımızda sakin kalarak ve insanlarla açık bir biçimde iletişim kurarak gerçekleştirebiliriz. Ayrıca bir şeyleri doğru yaptığınızda ya da bir şeyler yanlış gittiğinde olanları kabul etmek de önemlidir.

Bu yüzden teoride, davranışınızın ona örnek oluşturmasını ve çocuğunuzun hayata karşı dengeli bir tutuma ve yaklaşıma sahip olduğunuzu ve karşılaştığınız sorunların sakince üstesinden gelebildiğinizi görmesini istersiniz.