Facebook'ta paylaş Twitter'da Paylaş
Ann Boyutu
LOHUSALIKTA DEĞİŞİRSİNİZ...

Lohusalık dönemi bebek doğduktan sonra plasentanın çıkmasıyla başlar. Bu dönemin yaklaşık 6 hafta devam ettiği kabul edilir. Altı haftalık süre içerisinde tüm gebelik dönemi boyunca ortaya çıkan değişikliklerin önemli bir kısmı geri döner. Bazı anatomik değişiklikler ise kalıcıdır. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Kağan Kocatepe bu değişiklikleri şöyle anlatıyor: 

Lohusalıkta hormonal değişiklikler:

Gebeliğin başlamasıyla birlikte kadın vücudunda önceden varolmayan, gebeliğe özgü çok sayıda hormon üretilir (beta-HCG, AFP, relaksin gibi). Bazı hormonlar ise gebelik öncesi dönemde de kadın vücudunda bulunurlar ve gebelikte bu hormonların seviyeleri yükselir (progesteron, östrojenler, prolaktin gibi). Tüm bu hormonlar anne adayının gebeliğe uyum sağlaması, bebeğin gelişmesi ve nihayet zamanı geldiğinde doğum eyleminin başlaması açısından son derece önemlidirler.

Östrojen hormonu doğum sonrası kısa sürede gebelik öncesi seviyeye iner. Progesteron ise yaklaşık bir hafta içerisinde gebelik öncesi düzeye inerken, beta-HCG'nin kandan kaybolması iki hafta gibi bir sürede gerçekleşir.

Süt üretimini sağlayan prolaktin hormonu bebek emdikçe seviyesini korumaya devam eder. Oksitosinadı verilen ve bir yandan uterusun kasılması ve "toparlanmasını", öte yandan üretilen sütün kanallar içinde ilerlemesini sağlayan hormon da bebek emdikçe salgılanmaya devam eder.

Lohusalıkta fizyolojik ("normal seyirde ortaya çıkan") değişiklikler:

Gebelik döneminde vücutta önemli derecede sıvı artışı olur. Bu artışa bağlı olarak kan hacmi artar ve dokular arasında biriken sıvı özellikle ayaklarda fizyolojik ödem (şişme) oluşumuna neden olur.

Lohusalığın ilk saatlerinden itibaern vücutta biriken bu fazladan sıvı bir yandan idrar yoluyla, öte yandan terlemeyle atılır. Bu durum bazı anne adaylarında lohusalıkta aşırı terlemeye neden olabilir.

Lohusalıkta cilt değişiklikleri: 

Gebelik döneminde ortaya çıkan cilt değişiklikleri arasından lekelerin önemli bir kısmı lohusalık döneminde tümüyle kaybolur. Linea nigra ve çatlaklar ise kalıcıdır. Özellikle çok doğum yapmış anne adaylarında karın cildi doğumdan sonra gevşek kalır. Bu gevşeklik, karın kaslarını çalıştıran çeşitli egzersizlerle kısmen geriye döndürülebilir.

Lohusalıkta ortaya çıkan saç dökülmesi (telogen affluvium) kalıcı değildir.

Lohusalıkta vücut ısısı değişiklikleri:

Bebek doğduktan sonraki ilk dakikalarda vücuttan ani ısı kaybedilmesine bağlı olarak annede fizyolojik titreme ortaya çıkar. Bu titreme bazen beraberinde üşüme hissiyle de beraberdir, kısa sürelidir ve anne rahatsız olduğunda üzerine battaniye örtüldüğünde kısa zamanda kaybolur.

Lohusalığın ilk gününde vücut ısısında hafif bir artış görülebilirse de bu kısa sürer ve ikinci günde normale döner. Vücut ısısı en az dört saat arayla yapılan iki ölçümde 38 derece ve üzerine çıkarsa muhtemel bir enfeksiyonu ortaya çıkarmak için doktor kontrolü gerekir.

Lohusalıkta ruhsal değişiklikler:

Gebelik döneminde ortaya çıkan ruhsal değişiklikler lohusalıkta daha belirgin hale gelebilir. Lohusalık dönemine damgasını vuran en önemli piskolojik değişiklik ruhsal labilitedir ("değişkenlik", "dalgalanma"). Çoğu anne bu değişiklikleri kısa sürede atlatırken, ileri durumlarda annede doğum sonrası depresyonu adını alan ve tedavi gerektiren durum ortaya çıkabilir.