CANLI YORUMLAR
Mehtap Erel
Mehtap Erel
Yazar

NE ZAMANA KADAR EVDE KAL?

Bitiş tarihi var mı?
23.03.2020

Merhaba sevgili okur, çok zor günlerden geçiyoruz biliyorum. Geçecek ama göreceksin. Bu da geçecek, başlayan her şey biter. Bir durum hep iyiye de hep kötüye de gitmez. Her şey biter. 

 

Şu kişisel karantina konusunu bir konuşalım yalnız. 

 

İşe gitmek zorunda olan insanların farkındayım ve böyle hayalci bir Pollyanna gibi davranamayacak kadar yaşlıyım ve uzun yıllar iş hayatım oldu. İşe gitmek zorundaysan işe gitmek zorundasındır, kimse hayatıyla bile isteye kumar oynamaz. 

 

Keyfi olarak gezmekten dolaşmaktan kendini alıkoyamayanlara da ne denir bilemiyorum. Proteinsizlikten sanırım. Onları da burada eğitecek değilim. Benim konuşmak istediğim sensin. Ben sana kendi görüşümü, okuduklarımdan anladıklarımı anlatayım, çünkü bana güvendiğini biliyorum. Kaç yıldır beraberiz sonuçta…

 

Anladığım kadarıyla uzmanlar bu virüsün her ülkede nüfusun yaklaşık yüzde seksenlik bir kısmını etkileyeceğini düşünüyorlar. Ellerinde veriler var, virüse bakıyorlar, yayılma koşullarına bakıyorlar ve bunu söylüyorlar.

 

Yani kendimize bakalım, her 100 kişiden 80 kişiye bu mikrop bulaşacak. 

 

Kimimiz anlamayacak bile, hafif bir kırgınlık, az bir ateşle atlatacak, kimimiz çok ağır hasta olacağız, kimimiz de belli ki kurtulamayacağız. Hangimiz ne olacağız konusundan ziyade kesin olan bir şey var ki bize geçerse etrafımızdaki 400-450 kişiye daha geçecek demek bu. Öyle yayılıyormuş virüs.

 

Sevdiklerimiz, yakınlarımız, ailemiz, komşularımız, suyumuzu getiren, apartmanımızı silen… Virüs kuluçka süresindeyken bulaştıracağız, nihayet hastalandığımızda da olanlar olmuş olacak zaten.

 

Şimdi diyeceksin ki madem sonuç bu o zaman neden eve saklanıyoruz. Şöyle açıklayayım:

 

1)    Bilim insanlarına, araştırmacılara, doktorlara virüs üzerinde çalışma, tedavisi için, tespiti için yöntem geliştirme, bulaşmaması için aşı geliştirme zamanı tanımaya çalışmalıyız. Ne kadar geç hastalanır ve sevdiklerimizi de geç hasta edersek bulunan ve uygulanacak gelişmelerden o kadar fazla yararlanma şansımız olacak.

2)    Hep beraber hastanelere yığılıp sağlık sistemini felç etmemeliyiz, doktorları ve tüm diğer sağlık çalışanlarını pert etmemeliyiz. Kendimizi de perişan etmemeliyiz. Düşünsenize, İstanbul’dan bahsedelim mesela, en iyi ihtimalle 22 milyon, muhtemelen 25 milyonun yaşadığı bir şehir. Yarımız bile hastalansak bize kim nerede bakacak? O kadar yatak, doktor teşhis kiti, ilaç, serum, hastane var mı memlekette?  Virüsü en tepe noktasında değil ne kadar geç, ne kadar ortalık sakinleştikçe alırsak hastaneye gittiğimizde doğru düzgün bir tedavi olma şansımız artacak.

 

Yani evet, görünen o ki hepimiz bir şekilde bu virüsü alacağız, öyle diyorlar, ama ne zaman?

 

Ne kadar geç o kadar iyi. Bi durun, bir oturun evinizde imkan varsa. Bırakın şu hızlı test kitleri bir bol bol gelsin, ilacı bilmemnesi iyice belli olsun, ecza depolarına girişi olsun, aşısı bilmemnesi bulunsun, doktorlar şöyle bir sakin sakin muayene edebilecek olsun, olay biraz yönetilebilir hale geldiğinde hastalanıyorsak hastalanırız ama en azından perişan olmayız, rezil kepaze olmayız. Ancak vıngır vıngır ortalıkta dolaşmaya deva edersek, sosyal mesafeyi korumazsak, hijyen kurallarına uymazsak ve çok büyük gruplar halinde hastalanmaya başlarsak bittiğimizin resmidir. 

 

Bir de bencilliğin lüzumu var mı cidden? İşe gitmek zorunda olan insanlar var. Çaresizler ve işe gitmek zorundalar. Sokakta sadece onlar olurlarsa onların da hastalanma riski düşecek. Sosyal mesafe denen olayı daha kolay uygulayacaklar, daha az riske maruz kalacaklar. Bırakın gerçekten çıkmak zorunda olan çıksın. Hiçbir yere hiçbirimize değmeden işe gidip dönsünler. Biz bir şey mi alacağız önce online alışverişi deneyelim. Biliyorum, farkındayım, sanal marketleri ben de kullanıyorum, üç gün sonraya getirebiliyor… Ne yapalım, bir ihtiyacımızı bitince değil bitmeye yakın sipariş edeceğiz demek. Olmadı hızla girip alacağımızı alıp hızla, oyalanmadan çıkacağız. 

 

Şunu becerirsek eğer bu işten çok perişan olmadan çıkma şansımız var. İnanıyorum ki hala var. Biliyorum, bitiş süresi olmadan  bu “evde kal, evden çıkma” önerileri çok afaki geliyor. Evde kal ama ne zamana kadar değil mi? Cevap veriyorum, en tepe noktası geçene kadar. En tepe noktasına vardığında hasta olmazsak iyi olur çünkü kendimizi hastane koridorlarında Araplarla sedye kavgası yaparken bulabiliriz. Bunu ırkçlık olarak demiyorum, bizim burada çok yüksek bir popülasyon var o bakımdan diyorum. O tepe noktasından düşüşe geçsin bir hele, ortalık biraz yatışmaya başlasın, o zaman biraz daha nefesimiz genişleyecek elbette. Yani zamansız bir şeyden bahsetmiyoruz. Her durum gibi bu durumunda bir başlangıcı, bir tırmanışı bir doruğu, inişi ve bitişi olacak. 

 

Bitecek sevgili okur. Bu da bitecek. Daha ne güzel günler göreceğiz. Dur sen.

 

Biraz sabır, biraz sükunet. Moralini bozma. Kurallara uy olacak.

 

Sağlıklı günler diliyorum sana ve hepimize.

 

Evimden evine sevgilerimle.

 

XXX

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 17 senedir “yapıcam”.

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

www.mehtaperel.com 

www.mehtaperel.wordpress.com

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

Instagram:mehtaperel

Twitter: mehtaperel

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server'lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap'lı adreste yazılarımı güncelliyorum)

 




Yazı Etiketleri

Yorum Yaz

Yasal Uyarı:Bu iletişim platformunda yorum yazanların, bilgi ve düşünce paylaşanların veya herhangi bir kanaldan site veya ziyaretçileriyle iletişim kuranların görüş ve düşünceleri, site editörlerini, modaretörlerini ve site hazırlayıcılarını bağlamamaktadır. Bu görüş ve düşüncelerin sorumluluğu tamamen ilgili kişilere aittir. Sitemizde reklam unsuru içeren yorumlara ve yönlendirici linklere yer verilmemektedir. Yorumlarınızı yazarken lütfen bunu dikkate alınız. Aksi halde iletileriniz yayından kaldırılacaktır.
Adınız:
Soyadınız:
Email:
Sikayet & Öneri:
Talebinizi Seçiniz :