Kadıköy Çarşı’ya kadar uzanıyor. Üzerinde neler yok ki. Moda’nın muhtemelen en güzel manzaralı yolu Ferit Tek Sokak, yaz kış iş yapan Dondurmacı Ali Usta, döneriyle meşhur Korkmaz Büfe ve eski Kadıköy Maarif Koleji Kadıköy Anadolu Lisesi (KAL) belki de ilk akla gelenler. Ama benim nazarımda Moda Caddesi 60 numaranın yeri bir ayrı. Yeşil bir apartmanın ikinci ve üçüncü katları. İsterseniz filmi biraz geri saralım.
Yıldız Teknik Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi mastırı yaptığım yıllar… Olga Gülerci’nin kurduğu ve işlettiği Mim Sanat Merkezi’ne (MSM) gidiyorum. Merkez sanki minyatür bir güzel sanatlar fakültesi. Sahne sanatlarından kişisel gelişime kadar farklı alanlarda kurslar veriliyor. Ben ve beş-altı arkadaşımsa “İstanbul bir Masaldı” (1999), “Bir Yaz Yağmuruydu” (2005) ve “Lunapark Kapandı”nın (2005) yazarından yazı yaratımı dersleri alıyoruz.
Yazı Yaratım Atölyesi’nin ilk dersi, ilk heyecan. Acaba hoca nasıl biri, ders anlatması nasıl? İlk derste hikâyenin öğeleri ve türleri işlenir diye düşünüyorum. Muhtemelen arkadaşlarım da. Ama Mario Levi’nin farklı bir tarzı var. Bizlere “merhaba” kelimesinin anlamını soruyor. Atış serbest ya biz de atıyoruz. “Huzur”, “selamet”, “sağlık” ve şu anda aklıma gelmeyen başka yanıtlar. Ama hiçbirimiz kelimenin anlamını bilemiyoruz. Meğer “benden size zarar gelmez” demekmiş. Her gün sıkça kullandığımız bir kelimenin anlamını bilmemek ve/veya merak etmemek... Neden sonra Mario hocanın ilerleyen derslerde sarf ettiği “Siz de insanların birbirlerini anlamakta ne kadar zorlandıklarını düşünmüyor musunuz?” sorusu aklıma geliyor. Belki de konuşmanın başında bir yerlerde bir yanlış yapıyorlar. Ve kendine yabancılaşan insanlar nihayetinde birbirlerine de yabancılaşıyor. Erkekler kadınlara, ebeveynler çocuklara, zenginler fakirlere, heteroseksüeller eşcinsellere… Galiba şimdi bulmacanın parçaları yavaş yavaş yerine oturuyor. İnsanlar birbirlerine içten bir merhaba dediklerinde birbirleriyle gerçekten konuşuyor.
Ben kendi adıma o dersten sonra ilk karşılaştığım insanlara “merhaba” dedim ve genelde “merhaba gördüm”. Şimdi bu yazıyı okuyan Anne Boyutu okurlarına da merhaba görmeleri dileğiyle benden merhaba.