Biri omzuma dokunuyor. Herhalde bir tanıdık diye düşünüyorum. Arkamı dönüyorum. Ama yanılıyorum. Orta boylu, 20’li yaşlarının ortasında tanımadığım bir kadın. “Burada sadece kadınlar yürüyor. Kortejin dışına çıkar mısın?”
Kadıköy’deki boğa heykelinin üstünde, “Tecavüzcümle evlenmeyeceğim” sloganı asılı. Siyahlar içindeki bir genç kadın, yüzünü beyaza boyamış. Kadıköy’de bir araya gelenler, kürtaj ve sezaryen tartışmalarını protesto ediyor. Her yaştan kadını görmek mümkün. Kadıköy adeta bir renk cümbüşü. Birey ve grupların taşıdığı pankartlarsa, kitapların yüzlerce sayfada anlattıklarını özetliyor: “Hükümet Vajina Bekçisi”, “Kuluçka Makinesi Değil Kadınız!”, “Bi Leylek Kalmıştı”, “Devlet Rahme Düştü”… Çok sayıda grup yürüyüşteki yerini almış. AKA-DER Kadın Faaliyeti, Halkevci Kadınlar, EMEP’li kadınlar ve Üniversiteli Kadın Kolektifi ilk aklıma gelenler.
Protesto yürüyüşü, sadece kortej halinde yürüyenlerden ibaret değil. Arkadaş grupları halinde yürüyenler de mevcut. Ben de onlardan biriyim. Bir ara bir kortejin içine giriyorum. Ama orta boylu, 20’li yaşlarının ortasındaki bir kadın, “Burada sadece kadınlar yürüyor. Kortejin dışına çıkar mısın?” diyor. Kadının isteğini garipsesem de yerine getiriyorum.
Neden sonra genç kadının tutumu, kadınları en iyi kadınlar mı temsil eder ve feminist erkekler cinsel eşitliği savunsa da, kadınların sorunlarını kadınlar kadar ciddiye al(a)maz mı sorularını aklıma getiriyor. Kadın hakları davasının daha geniş kitlelere ulaşmasına böyle mi katkıda bulunacağız? Hiç sanmıyorum.
Ama neden sonra yürüyüşe muhtemelen sevgilisiyle gelmiş uzun kıvırcık saçlı 20’li yaşlarının ortasındaki genci hatırlıyorum. Umutlanıyorum. “Sevgilimin bedeni, sevgilimin kararı!” pankartını taşıyor. Galiba kadın ve erkeğin birlikte yürümesi ve dayanışması hükümeti bu yanlıştan döndürecek.