CANLI YORUMLAR
IŞIL BÜYÜKGEBİZ
IŞIL BÜYÜKGEBİZ

İRADİ ADALET

Bilenlerle bilmeyenler
05.09.2013

“En uzak erimli güç para değil düşüncelerin iradesidir.” Yargıç Holmes.

Hukuk Fakültesi’nde okuyup da en kıymetli ders bulduğum “Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi” dersi keşke diğer fakültelerde okutulsa diye çokça düşünürüm. Çok yararlı olabileceğini düşünüyorum; ancak görmesini bilen gözler ve işitmesini duyan kulaklar karşısında ama en azından gözlerin
görmesini, kulakların da işitmesini sağlama yolunda!

Hukuk hep varken bir yandan, bir anda hayatımıza “bağzı kararlarla” girdi ve kimilerimiz “Silivri kararlarını tanımıyorum” bile dedi Twitter’da hashtag’le. Felsefesi olmayan herhangi bir şey varlığıyla etkileyemez ve sosyolojisi olmayan da etkinliğini sürdüremez.


“Adalet gerçekleşsin ki, dünya batmasın.” diyor Kaiser Ferdinand. Peki, adalet nedir? Hukuk Fakülteleri’nde bize sıklıkla “bireyler, yasalar karşısında eşittir” dendi. Evet, tabii ki ancak bireyler, yasalar karşısında değil, yasalardan önce eşittir. Yasalar eşit bireyler arasındaki eşitliğin sağlanma
tecellisidir.

“Justita custos libertatis./ Adalet, özgürlüğün bekçisidir.” demiş Nietzsche. Özgürlük, kimliktir. Kim olduğumuz özgürlüğümüzde bellidir. Bireyler, birbirlerine eşit ancak birbirlerinden ayrıdır çünkü her  biri farklıdır. Ancak özgürsek özgün olunabilir. Özgün olamadığımız yani özgür olamadığımız durumda birbirine eşit ve aynı oluruz ki bu da bizi bir “sürü”den farklı kılmaz.

“… Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu” diyor Zümer Suresi, bu nedenle “Oku” diyor “Surelerin Sureti”!

Peki, birbirimizden farklılığımız nereden kaynaklanır? Kanaatlerimizin başkalığından… 

“Kanaatlerimizin başkalığı bazılarımızın ötekilerden daha akıllı olmasından değil, sadece düşüncelerimizi ayrı ayrı yollardan götürmemizden ileri gelir. İyi düşünceli olmak yetmez, iş düşünceyi iyi kullanmaktır” diyor Descartes. Kanaatlerimizin başkalığı da düşüncelerimizin başkalığından… Ve  düşüncelerimizin başkalığı da bizim, bir diğerimizden başka oluşumuzdan. Dolayısıyla başkalık diğer bir ifadeyle farklılık, birbirimize eşit oluşumuzla çelişmez. Farklılıkların eşitliği, topluma da devletine de güç verir. Tutum ve yönetimiyle farklılıkları eşitleyen bir devlet eminim işlevini en doğru şekilde gerçekleştirmiş olur.

Peki, devletin işlevini en doğru şekilde gerçekleştirmesini sağlayacak kazanımı ne olmalıdır…

Rasyonalizm. “Rasyonelizm nedir; laikliktir.”*

“Teokratik görüşler şöyle der: Devlet yönetiminin ilke ve esasları Tanrısal buyruklara uymalıdır. Bu dünya zaten öteki dünyaya hazırlık evresidir. Devletin görev, amaç ve işlevi, uygun ortamı hazırlamaktır. Hazırlıkta devlet güçlerine din adamları yardımcı olmalıdır çünkü Tanrı buyruğunu en iyi
onlar anlar ve yorumlar.

Laiklik ise akılcılıktır.(Rasyonelizmdir.) Aklın rehber alınması; safsata, hurafe, bilim dışı açıklamaların, irdelenmemiş “nakillerin” atılması akılcı davranış modelleridir. İslam’daki rasyonalist (akılcı) Mutezile akımı temelde Allah’la bağlılığı kabul etmiş fakat ölüm ve doğum olayları arasında kalan zamanda, maddi yaşam içinde geniş bir özgürlük alanının varlığını savunmuştur.”*

“İnsan aklı, hukukun kaynağıdır. Hukuk belirli bir açıdan yaşamın tümüdür” demişken Savigny vaktinde, yaşamın belli bir açıdan tümü olan hukukun, yaşamınızın tümünü elinizden alması! (2013- Silivri) nasıl açıklanabilir peki? İmdada yetişiyor Nietzsche: “İnsan kendini korumak için değer biçti
nesnelere, nesnelerin anlamını o yarattı, insanca anlamı! Bundan ötürü insan der kendine yani değerlendiren!” Hukuk da değerlendirilen bir şeydir ve insanca değerlendirilmediğinde bakalım ne oluyor özünde…

“Hukuk, insanların kalbine yerleştikçe bir teminat haline dönüşür yoksa yasa koyucu istediğini yapabilir.” Anlaşılan o ki hukuk, insanların kalbine yerleşemezse bir teminata dönüşemiyor. O halde hukuk, “Hakk”lı olacak çünkü hak yalnızca Hakk’tan!

Adalet ve hakkaniyet farklı şeyler... “Hakk”sız adalet hakkaniyetli olamayacağı gibi, Hak, Hakk'tan geliyor. “Hakk”aniyet barındırmayan hukuk ne hakkı görebilir ne de haklı görülebilir. “Hakk”lı olmayan haklı olamaz. “Hakk”lı olursan haklı, “Hakk”la olursan ahlaklı oluyorsun. Erdemlerinle
ahlakını kuruyorsun.

Biz ne dersek diyelim bakın gene söz alıyor Nietzsche: “İnsan en çok erdemleri yüzünden cezalandırılır.” diyerek, gülerek!…

“…Barış ve özgürlüğün sağlanması, fetihler yapmaktan daha az şerefli bir siyaset değildir.” demişken Marcus Aurelius; yurttaşların fethi de onlara barışı ve özgürlüğü sağlayan bir devletle gerçekleşse keşke…

Fetihlerin kimi methtir, fethedilene ve yurttaşını methettiğin kadar fethedebilirsin. Barış ve özgürlük methinse bil ki bu fetih senin!

“Devlet de diğer gruplar gibi yaratmadığı ve çiğneyemeyeceği kendisinden üstün hukuka tabiidir.”*

Adalet, “irade”ye tabii olduğunda tecellisi ilahi olur. Eceli “iradileştirilmişlerin” tesellisi ilahi olur.

 

 


*Felsefe, Sosyoloji, Hukuk ve Devlet/ Niyazi Öktem; Ahmet Ulvi Türkbağ.

YAZARLAR
OBEZİTENİN ÖNLENMESİ İÇİN
ANA RAHMİNE HASRET
BOŞANMA SÜRECİNİN ARDINDAN
GEBELİK ŞEKERİ
BOŞANMA SEBEPLERİ II
12 KASIM HAFTASI
İYİ OLMAYAN YABANCILAR VAR
SEVGİ,FEDAKÂRLIK,BAĞIMLILIK
DETOKS SEBZE VE MEYVELERİ
MİNİK DOSTUNUZLA TATİLDE
BEBEKLER İÇİN YEMEKLER
NEFES ALMA PROBLEMLERİ
KOL ESTETİĞİ
SORULARINIZ VE YANITLARI 22

Yorum Yaz

Yasal Uyarı:Bu iletişim platformunda yorum yazanların, bilgi ve düşünce paylaşanların veya herhangi bir kanaldan site veya ziyaretçileriyle iletişim kuranların görüş ve düşünceleri, site editörlerini, modaretörlerini ve site hazırlayıcılarını bağlamamaktadır. Bu görüş ve düşüncelerin sorumluluğu tamamen ilgili kişilere aittir. Sitemizde reklam unsuru içeren yorumlara ve yönlendirici linklere yer verilmemektedir. Yorumlarınızı yazarken lütfen bunu dikkate alınız. Aksi halde iletileriniz yayından kaldırılacaktır.
 
Adınız:
 
Soyadınız:
 
Email:
   
Sikayet & Öneri:
 
Talebinizi Seçiniz :