CANLI YORUMLAR
AHMET ONUR ÜNNÜ
AHMET ONUR ÜNNÜ
Psikolog

SORULARINIZ VE YANITLARI 20

Sizden gelenler...
07.11.2012

"Bu kayıp bizleri derinden etkiledi."

 

RUMUZ KUZEN: 30 YAŞ MERSİN KADIN

Yaklaşık 3 yıl önce eniştemi ani bir şekilde kaybettik. Ne hastaydı ne da başka bir şey vardı. Bu kayıp bizleri derinden etkiledi. Tabi ailesi için de bir yıkımdı. Ancak üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen kuzenim bu durumu hala kabullenemedi. Ne yaparsak yapalım, ne dersek diyelim kendisi onun ölmediğini, başka bir şehirde olduğunu ve bir gün geleceğini düşündüğünü söylüyor. Ama mezarına gidiyor, dua ediyor, çiçeklerle mezarı süslüyor. Her defasında çok üzülüyor. Bu durum onun sosyal ve iş hayatını da etkiledi. İşini bıraktı. Çalışmıyor şimdi. Bazen facebook sayfasında, babası ile ilgili ona duyduğu özlemle ilgili çok derinlikli, çok depresif şeyler yazıyor. Ben açık söylemem gerekirse korkuyorum onun bu durumundan. Bir gün kendine bir şey yaparsa ya da kabullenmediği bu gerçeği artık kabullenirse ne olur diye çok korkuyorum. Zaman zaman anlayışla yaklaşmaya çalışsak ta bizlerin de bu duruma tahammülü zamanla azalıyor. Ne yapmalıyız, biz ona nasıl yaklaşmalıyız. Bize bu konuda yardım eder misiniz?

 

Merhaba Kuzen,

Sevilen bir insanın ölümünün ardından yas tutmak, yaşanılan normal bir süreçtir. Yas tutma süreci sonunda insan yaşadığı kaybı, yaşamının bir parçası haline getirerek bununla yaşamayı öğrenir. Bu, ölen kişiyi unutmak ya da artık sevmemek anlamına gelmez. Sadece kaybı ve bununla ilgili hisleri kabullenmeyi ve böylece yaşamı sürdürmeyi sağlar. Yas tutma süreci normal ve doğal olsa da oldukça zordur ve atlatmak için zaman, cesaret ve destek gerekir. Her insan sevdiği birini kaybettiğinde çok farklı duygusal (şok, üzüntü, öfke, suçluluk, suçlama, kaygı, korku, yalnızlık, yorgunluk, çaresizlik, uyuşma, isteksizlik, umutsuzluk), fiziksel (midede boşluk duygusu, kalpte ve boğazda sıkışma, gürültüye karşı duyarlılık, hissizlik, nefeste darlık, güçsüzlük), davranışsal (Uyku ve yeme bozuklukları, dikkatsiz veya takıntılı davranma, alkol ya da başka bir madde kullanma, sosyal çevreden ve kaybedileni hatırlatan uyaranlardan kaçma ve/veya bu uyaranlardan ayrılamama gibi ) veya düşünsel (İnanamama, düşüncede dağınıklık/karışıklık, çarpık/hatalı düşünceler, dikkat dağınıklığı, unutkanlık, rahatsız edici düşünce veya rüyalar) tepkiler verir. Bireyler, acı çekme sürecini normal bir şekilde tamamlayamadıkları zaman, "Komplikasyonlu Yas" durumu ortaya çıkabilir. Bu durum değişik zamanlarda anormal, atipik, çözümlenememiş, disfonksiyonel, sağlıksız ya da patolojik keder olarak da isimlendirilmiştir. Sizin anlattıklarınızda kuzeninizin komplikasyonlu ya da patolojik yas dediğimiz süreçte olduğunu tahmin ediyorum. Patolojik yasta kişi gündelik yaşam işlevselliğinden çok ölen ile ilgili aşırı bir uğraş içerisindedir. Size önerim daha fazla zaman kaybetmeden kuzeninizi profesyonel yardım alması için ikna etmeniz yönünde olacaktır.

 

"Bilgisayara bağımlı yaşıyor..."

Tülay Kuşdemir 40 YAŞ KADIN DİYARBAKIR

Merhaba Onur Bey. Benim 10 yaşında bir oğlum var ve bilgisayara artık bağımlı yaşıyor. Bilgisayarın başından kaldırmak istediğimizde huysuzlanıyor, küsüyor, yemiyor, içmiyor. Dersleri ile ilgili şimdilik bir sorun yok ama yaptığı her şeyi bir görev gibi yapıyor. Derslerini yapıyor ama tamamen ödevlerini erkenden bitirip 10 dakikalığına da olsa bilgisayara oturabilmek için yapıyor. Çok fazla oyun oynuyor. İlerleyen dönemde bunun daha da ilerleyeceğini düşünüyorum. Şimdiye kadar bir uzmandan yardım almadık, zamanla geçer diye. Ama iyice endişeleniyorum. Bu konuda bize nasıl yardımcı olabilirsiniz.

 

Merhaba Tülay Hanım,

Oğlunuzun bilgisayar ve bilgisayar oyunlarına bağımlı olmaya başladığını belirtmişsiniz. Uzmanlar, çocukların aşırı bilgisayar kullanmalarının hem fiziksel, hem psikolojik sıkıntılara sebep olduğunu belirtmektedirler. Fiziksel sıkıntılar arasında, çocukların uyku sürelerinin azalmasıyla ortaya çıkan sorunlar, uzun süreli ve yanlış oturma sebebiyle oluşan sorunlar, uzun süre hareketsiz kalmaktan dolayı meydana gelen sıkıntılar sayılabilir. Psikolojik sıkıntılar arasında bilgisayar oyunu bağımlılığı ve internet bağımlılığının yanı sıra sosyalleşmenin etkilenmesi ve toplumdan soyutlanma (asosyallik) gibi sıkıntıları sayabiliriz. Öncelikle oğlunuzun 1 saatten fazla bilgisayar kullanmasına izin vermemekle başlayabilirsiniz. Aynı zamanda bilgisayarın herkesin bulunduğu bir odaya konması gibi basit önlemler de çocuğunuza etkili bilgisayar kullanma alışkanlığı kazandırmaya yardımcı olabilir. Bilgisayar kullandığı 1 saat içinde en az 10-15 dakikalık 2-3 ara vermesini sağlamaya çalışmalısınız. Bunu yapmayı kolaylaştırmak için, kotalı ya da sadece belirli saatlerde aktif olarak kullanılabilen bir internet paketi alın. Aynı zamanda bilgisayara bir ebeveyn kilidi koymalısınız. Öte yandan, sosyal aktivitelerle ilgili çocuğunuzu desteklemeye çalışın.

 

"5 yıl önce boşandım... Şu anda hayatımda biri var."

 

RUMUZ KORKAK: 35 YAŞINDA KADIN DENİZLİ

Merhaba, Onur Bey. Ben 35 yaşında, dul bir kadınım. Eski eşimden 5 yıl önce boşandım. Şiddetli geçimsizlik vardı. Evliliğimiz de 2 yıl sürdü zaten. Öncesinde 5 yılık bir flört dönemimiz vardı. Benim için zor bir dönemdi, evliliğimizin sorunlu olan kısımları ve boşanma süreci. Bu dönemi atlattım sayılır, şu anda hayatımda biri var. Evlenmeyi planlıyor, sürekli evlilikle ilgili hayallerinden, benimle birlikte olmak istediğinden bahsediyor ama ben çok korkuyorum ikinci kez evliliğimin başarısız olmasından. Yine aynı şeyleri yaşayacağım düşüncesi ile onu da kendimi de üzmek istemiyorum. Onu çok seviyorum, kaybettiğim tüm güveni, sevgiyi onda buldum diyebilirim ama insanın geçmişte yaşadıkları peşini hiç bırakmıyormuş onu anladım. Benzer bir olayda ne yaparım diye korkuyorum, benzer bir olay yaşarsam ona yaklaşımım ne olur, durduk yere onun canını sıkar mıyım diye endişeleniyorum. Bu konuda ne yapabilirim, ne önerirsiniz?

 

Merhaba Korkak,

Öncelikle evliliğin sürmesinin veya bozulmasının tek bir suçlusu ya da sorumlusu olamaz. Anlattıklarınızdan ilk evliliğinizin bitmesinden sadece kendinizi sorumlu tuttuğunuzu görüyorum. Evlilik 2 kişi arasında yapılan bir birlikteliktir ve evliliğin tüm sorumlulukları, mutlulukları ve üzüntüleri bu 2 kişiye aittir. Siz ilk evliliğinizi 28 yaşınızda 5 senelik bir flört döneminden sonra yaptığınızı belirtmişsiniz. 23 yaşınızda başladığınız bir ilişkiden beklentileriniz ile içinde bulunduğunuz 35 yaşınızdaki beklenti ve isteklerinizin aynı olmadığını düşünüyorum. Boşanmayı bir başarısızlık olarak gördüğünüzü ifade etmişsiniz oysa ki evliklerdeki başarı sadece evliliğin seneler boyu sürmesi değildir. İnsanlar senelerce aynı evi evli olarak paylaşabilirler ancak bu birbirlerinin hayatını paylaştıkları anlamına gelmeyebilir. Evlenmek, sevdiğiniz bir insanla her koşul ve şartta beraber olarak hayatı paylaşmak demektir. İnsanlar evlenme kararı almadan önce karşılarındaki insandan ne istediklerinden, ne beklediklerinden önce karşısındaki insanda sevmediği ve beğenmediği özelliklere ne kadar anlayışlı olabileceğini tartmalı diye düşünüyorum. Size tavsiyem öncelikle eski ilişkinizi bitirdiğinize emin olmanız eğer halen eski ilişkiniz veya boşanmanız üzerinden sıkıntı veya üzüntüleriniz varsa bunları profesyonel yardım alarak çözümlemeniz yönünde olacaktır. Unutmayın ki evlilik 2 kişinin ortak aldığı bir karardır. Evliliklerin başarısı sadece geçen süre ile ölçülmemelidir.

 

"15 yıllık eşimin beni aldattığını öğrendim."


RUMUZ ALDATILANKADIN: 40 YAŞ KADIN İSTANBUL

Merhabalar, 40 yaşındayım ve 15 yıllık evliyim. Şu sıralar kendimi öyle kötü hissediyorum ki. 15 yıllık eşimin beni aldattığını öğrendim. Bunu da bana gelen bir cep telefonu mesajı ile öğrendim. Bizim eşimizle 15 yıldır aramızda hiç gizli saklı olmaz. Bunu sineye çekmektense hemen kendisine gösterdim ve durumu açıklamasını istedim. Kabul etti ama kalıcı olmadığını, sadece bir kaçamak olduğunu söyledi. Kaçamak bile olsa onur kırıcı. Yani iş seyahatinde olduğunu söylediği bir gün bunu yapmış. Bundan sonra onu affetsem bir daha iş gezisinde olduğunda aklımda hep acaba beni aldatıyor mu sorusu olacak. Affetmesem acaba bir şans verse miydim diye kendi kendimi yiyeceğim. Çevremdekiler hemen boşanmam gerektiğini söylüyor ama ben hemen ilk tökezlemede bunu yapmak istemiyorum. Bu konuda nasıl bir yol izlemeliyim.

 

Merhaba Aldatılankadın,

Anlattıklarınızdan anladığım kadarıyla söylemeye çalıştığınız ilişkinizi sürdürüp sürdürmeme konusunda içine düştüğünüz ikilem. Çünkü siz eşinizin sizi aldatmış olmasına rağmen ilişkinize bir şans daha vermek istiyorsunuz ancak çevreniz boşanmanız konusunda size baskı yapıyor. Size tavsiyem içinde bulunduğunuz ilişkiyi kendi başınıza çevrenin artı veya eksi yorumlarından uzak bir şekilde değerlendirmeniz yönünde olacaktır. Aldatmak her ne sebeple olursa olsun üstesinden kolay gelinebilecek bir durum değildir. Sizin de belirttiğiniz gibi eşinize olan güveniniz sarsılmış durumda ve ileriye dönük şimdiden endişeler taşımaktasınız. İçinde bulunduğunuz durumu eş, dost veya akrabalarınızla paylaşmak yerine sizin eşinizle birlikte bir uzman aile terapistine gitmenizi öneririm. İlişkisel olarak, kararı kendiniz için ve kendi adınıza alın. 

Bu sayfada yer alan tüm soru-cevaplar okurların izniyle yayına alınmıştır.

Yorum Yaz

Yasal Uyarı:Bu iletişim platformunda yorum yazanların, bilgi ve düşünce paylaşanların veya herhangi bir kanaldan site veya ziyaretçileriyle iletişim kuranların görüş ve düşünceleri, site editörlerini, modaretörlerini ve site hazırlayıcılarını bağlamamaktadır. Bu görüş ve düşüncelerin sorumluluğu tamamen ilgili kişilere aittir. Sitemizde reklam unsuru içeren yorumlara ve yönlendirici linklere yer verilmemektedir. Yorumlarınızı yazarken lütfen bunu dikkate alınız. Aksi halde iletileriniz yayından kaldırılacaktır.
Adınız:
Soyadınız:
Email:
Sikayet & Öneri:
Talebinizi Seçiniz :