Zatürre, soğuk algınlığı ile karıştırılabiliyor
Dünyanın en eski sağlık sorunlarından biri olan zatürre hem çocuklarda hem yetişkinlerde en çok ölüme neden olan hastalıklardan biri olarak dikkat çekiyor. Zatürreye bağlı hastalıklar dünya çapında yılda yaklaşık 2 milyon erişkinin hayatını kaybetmesine yol açıyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Sönmez’in Dünya Zatürre Haftası’nda zatürre ve zatürreden korunma yöntemleri hakkında bilgiler veriyor.
Kış ayları ve hızla soğuyan havalarla birlikte hastalıklar artmaya başladı. Özellikle soğuk havalarda ve gün boyu kapalı ortamlarda fazla vakit geçirmek zatürreye davet çıkarıyor. Dikkat edilmez ise üst solunum yolu enfeksiyonu ile başlayan belirtilerin ilerleyerek alt havayoluna inebileceği ve zatürreye dönüşebileceğine dikkat çeken Dr. Esra Sönmez, kronik hastalığı olanların, küçük çocukların ve sigara kullanan kişilerin zatürre hastalığına yakalanma risk grubunda yer aldığını belirtiyor.
Tıp dilinde “pnömoni” olarak adlandırılan zatürre; akciğerlerde çoğunlukla solunum yolu ile bulaşan bakterilere, virüslere ya da mantarlara bağlı olarak gelişiyor. Akciğer parankim dokusunda meydana gelen iltihaplanma sonucu oluşan ve kronik bir sağlık sorunu olanlarda daha ağır seyredebilen ve oldukça ateşli olan bu hastalık hayati tehlikeye yol açabiliyor.
“Gribe yakalandım” derken zatürre olmayın
Ateş, öksürük (balgamlı ya da kuru), göğüs ağrısı, üşüme titreme, solunum güçlüğü gibi rahatsızlıklar kişilerde “soğuk algınlığına yakalandım” algısı oluştursa da esasında en önemli zatürre belirtileri olarak kabul ediliyor. Baş ağrısı, bulantı/kusma, ishal , kas-eklem ağrıları, yorgunluk/halsizlik gibi şikayetler de eşlik edebiliyor.
Vücudun bağışıklık sistemini zayıflatan ve zatürreye yatkınlığı artıran hastalıklar arasında; KOAH, bronşit, kistik fibroz, diyabet, böbrek hastalığı, kalp yetmezliği, karaciğer hastalığı ve kanser yer alıyor. Aynı zamanda, dalağı alınmış olan hastalar, beslenme bozukluğu olanlar, gribal enfeksiyon geçirenler, uzun süreli kortizon veya bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullananlar ile bakım evlerinde yaşayanlar da risk altında oluyor.
Uygun olmayan antibiyotik tedavisi ölüme yol açabiliyor
Zatürre tedavisinde genelde başlangıçta olası tüm etken mikroorganizmaları kapsayacak geniş etki spektrumlu antibiyotik tedavisi uygulanıyor. Antibiyotik seçiminde hastalığın şiddeti, hastanın risk faktörleri ve kuşkulanılan hastalık yapıcı etken gibi pek çok faktör göz önüne alınıyor. Ağır enfeksiyonlarda birden çok antibiyotiğin birlikte kullanılabileceğini belirten Dr. Esra Sönmez “Çalışmalar uygun olmayan antibiyotik tedavisinin ölüm riskini artırdığını gösterdiğinden, başlangıçta uygun antibiyotik tedavisinin seçilmesi önemlidir. Balgam kültüründe enfeksiyona neden olan patojen belirlendikten sonra, başlangıçta seçilen ampirik antibiyotik tedavisi o mikroorganizma için uygun antibiyotik tedavisiyle değiştirilir” diyor.
Zatürre aşısıyla % 70-90 koruma sağlanıyor
Zatürreden korunma yolu ve hastalığın önlenmesinde aşının etkili olduğunu ve %70 ila %90 arasında koruma sağladığını belirten Dr. Sönmez “Çocuklarımızın ve risk faktöründeki yetişkinlerin toplumdan edinilebilecek en sık pnömoni etkeni olan stereptococcus pneumoniae’a karşı aşılanması hastalığın önlenmesinde büyük önem taşıyor. Tedaviye geç kalındığında ölümlere neden olabilen pnömoni ile ilgili yakınması olan kişiler en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalı” diyor.