Okunma Sayısı: 20424
CANLI YORUMLAR

SUYA YAKLAŞMAK

Suyla selamlaşan çocukların akşam uyudukları uyku bile bir başka; derin, ılık, renkli…

Medeniyetlerin teğel tutturduğu yerdir su kenarları. Hayatın genişlediği, serpildiği; vahşi olanın yerini sivil olana terk ettiği hat…

Tazeliğin tek heceli çağrışımı…

Sesi, miladın öncesinden beri iksirlerden, ilaçlardan daha iyileştirici sayılmıştır üstelik.

Kucakladığı gökyüzünün rengini alarak; ya da bütün saydamlığı ve bereketi ile kendisine çağırarak; akarak, durarak, halkalar halinde genişleyerek, dalgalanarak; sadece kendisi olarak yaşamın ta kendisi kabul edilebilir. Evet… Su, varoluşu ile hayatı vaat edebilir.

Bu yüzden ona yakın olmak, hayata yakın olmaktır. Hem diriltebilir, hem de yatıştırabilir… Su kenarı, miniğinizle keşfetmeniz için capcanlı sürprizleri içinde barındıran bir armağan kutusuna dönüşebilir…

***

Yaşadığım kent, yani Mersin, Türkiye’nin en uzun sahil şeritlerinden birisine sahip… Oradayken asla daha fazlasına ihtiyacınızın olmadığı bir mavilik sizi çepeçevre sarar. Tabanlarınızın gücünü zorlayarak bir uçtan diğerine uzanabileceğinizi düşünür, düşlersiniz. Akdeniz’e yakın durabilmek, kendinizi ayrıcalıklı hissetmenizi sağlar bir anlamda. Sırtınızı palmiyelere ve zakkumlara verip, bir kumaşçı tezgâhında açılan lacivert kumaşın beyaz köpüklü dantelalarına dalarsınız. Zaman, kendisiyle yarıştığınız bir meydan okuyucu olmaktan çıkar. Onu gözle görebilecek kadar sakinleşir, mecburi bir meditasyonun eşiğinde bulursunuz kendinizi… Oksijen birkaç metre berideki kentin içinden sıyrılıp, en temiz ve berrak haline bürünebilir. Yorgunluğunuz size ne kadar şiddetle yapışmış olursa olsun, havanın içindeki yosun kokusuna dayanamayıp pul pul dökülür… Dört duvar arasında kalmış, kapalı olmanın verdiği ağır ve eskiyen havanın yükünü yüklenmiş genç yaşlı bütün omuzların su kenarına koşmaya ihtiyacı vardır.

Zamanın hırçın ve elektrik yüklü çocuklarının mutlaka suya dokunması gerekiyor. Bilhassa onların! Mersin’de sahil boyunda yürüyüş yaparken rastladığım bütün çocukların omzundan lüzumsuz “milenyum yükleri” alınmış adeta. Sönmeye yüz tutmuş oyunbazlıkları bir anda canlanıveriyor. Hırçın ve aksi çocukların yerini denizi soluduktan sonra, güç ve heyecan dolu çocuklar alıyor… Deniz, göl, ırmak müthiş bir büyüyü örten lacivert bir örtü gibi. Kaldırmak istiyorlar o örtüyü. Ardında olup bitene bakmak… O yüzden çakıl taşları toplamak, ayaklarını soyup iskeleden sallandırmak, küçük bir olta edinip lacivert örtünün berisine fırlatmak onlar için herhangi bir konsol oyunundan daha cazip ve gizemli… Suyla selamlaşan çocukların akşam uyudukları uyku bile bir başka; derin, ılık, renkli…

Ankara’da geçen çocukluğumda dahi, annem bu ilkeyi göz ardı etmeksizin bizi hafta sonları Gölbaşı ve Abant’a taşırdı. Yaz ya da kış fark etmezdi… Suyun büyüsü ve etkisi baki. Kent gürültülerinin, kalitesiz havanın, büyük kalabalıkların küçük suratlarımıza yüklediği o renksiz, o gri anlatımı söküp almanın en ilkel ama en sağlam yolunu keşfetmişti. Su sadece yüzdüğümüzde anlamlı değildi.

 

Bugün, size annemin bizlere küçükken hazırladığı çantanın tarifini vermek istiyorum:

1)      Yedek çoraplar: Ayaklarımızı suya soktuğumuzda olabilecek mümkün kazalar için…

2)      Küçük bir poşet: Bulabileceğimiz ilginç çakılları toplayıp, hatıra olarak saklamak için…

3)      Deniz kenarına gidiyorsak: plastik kova ve misina… Balıktan yana şansımız yaver gidebilir; tabii eğer av yasağı yoksa! Eğer av yasağı varsa, bunu çocuklarınıza öğretebilirsiniz. Böylelikle sadece tutkulu bir doğa gezgini değil, aynı zamanda olaylardan haberdar bir doğasever de olabilir.

4)      Mini piknik seti: Hazırlanmış birer sandviç ve meyve suyu… Önemli olan bu öğünden keyif almak!

Gitmeden önce, çevreyi ne kadar iyi biliyor olsanız da mini bir kroki çizip; çocuğunuzun maceracı ve oyunbaz yönünü kışkırtabilirsiniz.

Eğer deniz kıyısında bir gün geçirecekseniz, deniz hayatını anlatan birkaç web sitesini birlikte inceleyebilirsiniz. Herkes okyanusbilimine soyunamaz; ama çocuğunuz denize bakınca niye keşif isteği ile heyecanlanmasın?

Ve fotoğraflar… Doğanın armağan ettiği bu günü iyi değerlendirdiğiniz için baktıkça mutlu olacağınız birkaç kare olmalı değil mi?

Siz de kendi kentinizdeki su kenarlarını ve orada ziyaret edilebilecek ilginç noktaları bizimle paylaşırsanız; haritamız büyüyecek… Yaşadığımız coğrafya, bu muhteşem elementi; suyu cömertçe sunuyor bizlere; geriye sadece keşfetmek ve anlamak kalıyor.

 

 

  • Ann Boyutu
  • Ann Boyutu
  • Ann Boyutu
  • Ann Boyutu
    
İLGİLİ HABERLER

Yorum Yaz

Yasal Uyarı:Bu iletişim platformunda yorum yazanların, bilgi ve düşünce paylaşanların veya herhangi bir kanaldan site veya ziyaretçileriyle iletişim kuranların görüş ve düşünceleri, site editörlerini, modaretörlerini ve site hazırlayıcılarını bağlamamaktadır. Bu görüş ve düşüncelerin sorumluluğu tamamen ilgili kişilere aittir. Sitemizde reklam unsuru içeren yorumlara ve yönlendirici linklere yer verilmemektedir. Yorumlarınızı yazarken lütfen bunu dikkate alınız. Aksi halde iletileriniz yayından kaldırılacaktır.
1
Gözde Işık
Cevapla Gözde Işık
30.06.2011 01:36:47
Deniz.. :) Hasretliğini çekiyoruz şu ara çok. Tez vakitte bi kavuşsak..
Cevap Yaz

Cevaplar

elifezgiuzmansel 19.07.2011 00:26:32

Biz ise imrenme mesafesindeyiz... Yani görüyoruz fakat dokunamıyoruz. Yine de Ankara'nın karasallığından 17 koca sene nasiplenmiş bir insan olarak diyorum ki: "Buna da şükür" :)
NESRİN
Cevapla NESRİN
25.06.2011 13:55:24
Hatıralarım canlandı çocukluğuma döndüm sayenizde.. Teşekkürler...
Cevap Yaz

Cevaplar

elifezgiuzmansel 25.06.2011 20:09:53

Ben teşekkür ederim, sevgiler.
BELGİN
Cevapla BELGİN
24.06.2011 14:25:04
Hocam suya aşık birisi olmama rağmen birkez daha aşık oldum suya:)Harika anlatmışsınz gerçekten her insan bu güzelliği tadıp ve bu güzel maviliğin keyfini çıkartmalı:)
Cevap Yaz

Cevaplar

elifezgiuzmansel 24.06.2011 15:47:42

Her Mersinli, suya birden çok kez aşık olacaktır. eeu :))
bûya
Cevapla bûya
24.06.2011 12:15:24
çok guzel yazmışsınız suya dokuna çocukların uykusu bile farklı huzurlu... yazınız beni taaa çocukluğuma götürdü. Babaannemin denize bakan evinin terasındaki kocaman metal küvetimtrak şeye, eğer o gun denize giremediysek mutlaka su doldurur içine sokardı beni:) öğleden sonra o güneşin denize vuran ışıltısını syerderek öğe uykusuna yatardım:)) şimdi ne zaman huzur kelimesi bir yerde geçse gözümün önüne hep o suya vuran sarı ışıltılar gelir. Deniz vazgeçilmezimdir:)) şimdi bende bu yaz sıcaklatında denize götüremesemde -ki malum İstanbul'un denizini bitirdik ne yazık ki- balkona oğlumunküvetini koyup oynatıyorum. hatt içine birazda tuz atıyorum ben:))
Cevap Yaz

Cevaplar

elifezgiuzmansel 24.06.2011 14:21:47

İyot kokusu, öğle uykusu, ayak bileklerine yapışmış kumlar, uyandığımızda, öğleden sonra ışığında yenilen taptatlı bir karpuz ve sonra yeniden denize/suya koşmak... Evet... Doğru... Sözlükler böyle yazmasa da, huzur dediğimizde hepimiz bu parçaları çağırmaya başlıyoruz belleğimize. Oğlunuz da böyle düşünecektir belki yetişkinliğinde... :)
burcucrub
Cevapla burcucrub
24.06.2011 11:03:26
kesinlikle haklısın. ben de ankarada doğmuş büyümüş ve çocuğunu şimdilik! ankarada yetiştiren bir anne olarak her satırında kendi düşüncelerimi gördüm. bunlara ek olarak ben yalnızca çocuklara değil yetişkinlerde de terapi özelliğinin olduğunu düşünüyorum suyun ve doğanın. ve sanki su kenarımda yaşayan toplumlar daha mı medeni??? su getirdiği nice bolluk bereketin yanında bir de medeniyet, güzellik mi veriyor insanlara?
Cevap Yaz

Cevaplar

elifezgiuzmansel 24.06.2011 11:29:02

Ben de katılıyorum sana... Ankaralılık ortak paydasından konuşursak; bizler sert mizaçlı kişilerizdir. İlkelerimize daha sıkıca bağlanır, kolay kolay esneklik sergilemeyiz. Muhalif olurken daha rahat davranabiliriz. Ama dediğin gibi, -bilhassa çocukluktan itibaren olursa - su kenarına yaklaştıkça daha rahat, daha sakin, daha geniş görebiliriz hayatı. Buranın insanı böyle. Akdeniz coğrafyası çoklukla böyle. Kaşlarını, yalnızca gözlerine güneş girdiği için çatan insanların diyarı... Bu diyardan selam olsun...
1

KATEGORİNİN HABERLERİ
YENİDEN HAYRET EDEBİLMEK
ŞÖLEN DOLU ANONSLAR!
İNSAN YÜREĞİNE SEYAHAT
2012-2013 SONBAHAR-KIŞ
GERÇEK Mİ OYUNCAK MI?
BİR KADININ ÇANTASINDA
Adınız:
Soyadınız:
Email:
Sikayet & Öneri:
Talebinizi Seçiniz :