Bir kadın için büyük bir lüksmüş, bilmiyordum. Evli ve çocuklu bir kadının, kocasız ve çocuksuz, iki gün bir kadın arkadaşıyla tatile çıkması, büyük lüks ve keyifmiş. Hele benim gibi, işle yatıp işle kalkan ve hayatını oğlunun etrafında döndüren bir kadın için, bildiğiniz detoks oldu Ayşenil ile çıktığımız iki günlük Bodrum tatili.
İki gece üç gün boyunca yattık, yedik, içtik, uyuduk, yattık, içtik, uyuduk, içtik, yattık, masaj yaptırdık, içtik, yüzdük, masaj yaptırdık, yedik, yattık, hamama girdik, yine masaj yaptırdık ve yine içtik…
Çocukları 50+ faktörle, her 45 dakikada bir yağlamaya çalışmadan, plaj çantasından kum ayıklamadan, kocalara çocuklara şapka taşımadan, “Sebzeni ye salatanı bitir” demeden, mini kulüpte kulüp dansı yapmadan, “Havuz kenarında koşma ıslak” diye bağırmadan…
Ben hayatımdan çok memnundum ve Ayşenil benden hiç memnun değildi…
Ayşenil: Bu ne? Bu mudur kıyafet diye getirdiğin? Bahçeşehir’de Migros’a alışverişe giden anne. Dizinin altında kot etek, tshirt ve Crocs!!!??? Kaç yaşındasın sen Mehtap? 65 mi 9 mu? İnsanın bu kadar kafası karışık olur mu? Çünkü etek bildiğin 65 yaş. Emekli coğrafya öğretmeni, Kuşadası’nda öğretmen evine tatile gelmiş. Ayaklara baktığımızda ise gördüğümüz, ayağına şişme bot takıp yürümeye çalışan biri… Ki her adım attığında ıslak terliklerinden gelen, “cork cork cork” sesinden hiç bahsetmiyorum.
Ben: …………
Ayşenil: Komada mısın Mehtap? Hayatta mısın? Bir tepki ver! Göz kırp, bişi yap!
Ben: Dinleniyorum……
Asansörde;
Ayşenil: Neden 5’e basıyosun? Yemeğe gitmiyor muyuz?
Ben: ……
Ayşenil: L’ye bassana yavrucum
Ben: Neden?
Ayşenil: Çünkü yemeğe gitmiyor muyuz???
Ben: …… 5 nereye gidiyor?
Ayşenil: Biz 5. kattayız şu anda, dolayısıyla hiçbir yere Mehtap!
Güneşlenirken;
Ayşenil: Bu ne bu? Elini de göbeğinin üzerinde bağlamış… Bir kıpırda, yaşam belirtisi ver, bişi söyle… Canını sıkan bir şey mi var senin?
Ben: Mutluyum… Bu, mutlu ben… Dinleniyorum…
Ayşenil: Bu koma Mehtap, bu dinlenme değil
Ben: …………
Ayşenil: Berbat bir tatil arkadaşısın sen yahu! Var mısın yok musun belli değil!
Odada;
Ayşenil: Bak güzel vakit geçirelim, güzel müzik dinleyeceğimiz bir yere gidelim. Şöyle hafif bir makyaj yap, saçlarını tara, yanında doğru düzgün bir babet falan getirdiysen onları giy, şu araba lastiklerini çıkar ayağından falan…
Ben: Yanımda başka ayakkabı yok, bunlarla geldim, bir tek bu var… Hırkam var…
Ayşenil: ………… Hırkan var…… Bastonun yanında mı? Takma dişlerini aldın mı?
Ben: …… Dinleniyorum………
Barda;
Ben: Gözüm görmüyor benim burada
Ayşenil: Ya şuraya ilerleyip oturacaksın, merdiven var
Ben: Burda mı merdiven... ZBBAAAMMMMMHHHH
Garsonlar: Abla iyi misin! Abla dur kaldıralım biz.
Ben: Aaahhhhhhhh
Ayşenil: Nasıl düşüyosun oradan sen! İyi misin!
Ben: Ya görmüyorum dedim dimi? Ah dizim! Kanıyo mu! Bak sırtında siyatik var dedi masajcı, şimdi siyatiklerimi de incittim kesin.
Ayşenil: Yok siyatik değil katarakt var sende… Görmüyo musun önünü!
Ben: Görmüyorum!!!
Masada;
Ayşenil: Allah seni kahretmesin şu tipe bak, hale bak! Annemle tatile çıkmış gibiyim!
Ben: ……
Ayşenil: Gözlüklerini çıkar bari! Zaten görmüyosun, neye bakmaya çalışıyosun? Burada deniz, şurada tekneler, bu da Bodrum Kalesi! Bitti, bu kadar! Bakacak bişi yok!..... Çıkar şu gözlüklerini!
Ben: Çıkaramam, çünkü suya çok yakınız ve ben gecenin bir yarısı denizden çıkıp gelebilecek yengeçleri görmek istiyorum, ki ayaklarımı ısırmasınlar
Ayşenil: ………… ……………………………… Isıramazlar Mehtap! Ayağında deniz yatağıyla gezdiğin için, isteseler de ısıramazlar………
Ben: ………
Ayşenil: Karnını içeri çek bari.
Ben: ……… Dinleniyorum………
Kadın arkadaşla tatil harika bir şey. En azından kadınlardan biri için (ve umuyorum bu siz olursunuz) gerçekten çok dinlendirici ve keyifli geçiyor. Ayşenil genel olarak benden şikayetçi gibi dursa da, bunu senede bir kez yapma kararı aldık. Herkese kesinlikle tavsiye ediyorum. Bir şekilde kocaları kafalayın ve iki gün bir yere gidin.
İki gün için de olsa sorumsuz takılma hali var ya…
Paha biçilmez bir huzur veriyor insana…