İnsan kalitesi bozuldu farkında mısın sevgili okur? En basit şeyleri bile birden çok kez yaptırman gerekmiyor mu senin de? Bu bir tek benim makus talihim olamaz öyle değil mi?

Saatimin pili bitmiş, pil taktırıyorum mesela, yine çalışmıyor saat. Allah Allah falan deyip bir de başka saatçiye gidiyorum, aaa ayrı bir yerinden bir pil daha takılması gerekiyormuş, iki pilliymiş. Yahu sen saatçiyim diye çıkmışsın ortaya saate pil tak be dayı. Becer yani bunu ayıp denen bir şey var. 

Gözlük numaram değişmiş. Artık yakını da göremiyorum, ikisi bir arada camlardan taktıracağım. Gözlükçü anlatıyor öyle iki ayrı gözlük olayı bitti artık böyle, şahane bir şey falan. Süper diyorum. Geliyor gözlük, eh ben yine göremiyorum? Yine yakını okurken gözlük çıkarıyorum. Odaklarını ayarlayamamışlar, başka gözlükçüye gidiyoruz, bir daha yaptırıyoruz.

Doktorluk bir işim oldu, uğraşmayayım diye bir profesör buldum. Gittik ona, yine olmadı iyi mi? Olmadı resmen. Başka bir yerde başka bir profesör bulduk, ona randevu aldık, o olacak inşallah. Öyle umuyoruz.

Eve  servis geldi, tamir etti mesela, olmadı bir daha, olmadı bir daha, olmadı bir daha.

Tadilat yaptım, taş ustası geldi, derzler boşaldı iki ay sonra. İki ayda derz boşalır mı vicdansız? Oldu. Başka usta çağırdım, tüm derzler tekrar kazındı, tekrar derz yapıldı ve yine boşaldı. Çünkü baştan iyi yapılmamış ondan.

Öğretmen, işi spesifik olarak tam o noktada yardım etmek, uyuyor. Mail atıyorum diyorum ki şu husus nasıl olacak hocam, bana birisinin mail adresini atıyor diyor benden bu kadar merak ediyorsan şuraya sor diyor kibarca.

Telefonumun camı kırıldı, cam değişti, olmadı, içindeki pil değişti, pil bombe yapmış şişmiş ondan cam atıyor dendi, yine olmadı bir daha cam değişti…

Herkes mi çıldırdı? Bu kadar düştü mü insan kalitesi? Durum şu, bir kısım insan tamamen hayattan soğumuş, heyecanını çalışma azmini yitirmiş, sıfır performans, laf ola beri gele ortamda kalabalık yaratıyor işler yürümüyor haliyle. Bir kısım da o yerin insanı değil. Hiç olmaması gereken bir noktada hayatta, kalifiye değil ve beceremiyor. 

Her türlü olan bize oluyor sevgili okur. Hiçbir işimiz bir seferde görülmüyor, sürekli bir mide kaynaması ağzımızda ekşi bir tat, her işi tekrar tekrar yapmamız gerekiyor. Aynı şey için tekrar tekrar zaman harcıyoruz tekrar tekrar ödeme yapıyoruz ve yine olmuyor.

Kimse de utanmıyor. Herkeste bir pişkinlik, ar damarı çatlamışlık. Ben bu olmamış derken karşımdaki insan adına utanıyorum. 

Bu hafta bir video gördüm. Anlı şanlı bir üniversite, özel üniversite ama enn en iyilerden. Rektör mü Dekan mı biri, saçları uzatmış güneş gözlüğünü kafaya takmış, gelmiş ama içindeki minibüsçüyle birlikte gelmiş. Öğrencinin “ne diyon lan sen” diye üstüne yürüyor. Sonra özür dilemiş falan ama yahu sen ne yapıyorsun güzel kardeşim? Sen ne yapıyorsun? Olur mu hiç? Olur mu bu? Yakışıyor mu sana? Bu ne rezalet?

Gidenler gitti, kalanlarla durum feci sevgili okur. Yani ne yapacağız bilemiyorum gerçekten insan kalitesi her alanda her anlamda yerlerde. Hiç memnun değilim hiç.

Soyutladık kendimizi soyutlayabildiğimiz kadar tabii, öyle yaşıyoruz. On kere saatçiye giderek, tekrar tekrar aynı gözlüğe cam taktırarak falan, bir işi de bir kerede halledemeyerek ve buna sinirlenmemeye çalışarak yaşıyoruz…

Allah hepimize sabır versin. Sabır dolu bir hafta dilerim. 

İşimiz zor…

XXX

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 18 senedir “yapıcam”.

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

www.mehtaperel.com 

www.mehtaperel.wordpress.com

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

instagram.com/mehtaperel

twitter.com/mehtaperel

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server'lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap'lı adreste yazılarımı güncelliyorum)