Güzel bi gün olsun dileyerek başlıyorum..
Madem okumaya başladınız, sıkılmayacaksanız. Size gençliğe adım atmaya başladığım yıllardan bahsedeyim. Boyumun upuzamaya başladığı, ergen, çirkin zürafa ,kuliç, fasülye sırığı lakaplarını hak etmediğim yıllardı...
Şimdi büyüyen nesil daha uzun. Benim zamanımda uzunlar fazlaca göze batıyordu...Hatta manken yıllarımda bana en çok sorulan şey, ama Merve İldeniz'in boyu kısa... Ama Ebru Şallı'nın boyu kısa nasıl manken oldular.
Boy o kadar da kafaya takılacak bi şey değil başka yetenekler var ise ama bunu 1.77lik biri söyleyince kimse pek ciddiye almayacak... Madem boyum uzundu bi spor yapmalı bu kız dedi canım abim Cengiz.
O Türkiyenin ilk milli hentbolcülerindendir... Götürdü beni hentbol antrenmanına...
Cengonun antrenmanından önce kız takımı çalışıyordu...O da nesiydi... Kızlar kendini gol atarken yerden yere atıyor, bir kaleden diğerine ışık hızıyla koşuyorlardı. Abime baktım. Anlamamazlığa geldi ve hadi koş sende ısın dedi.
Isınıp buhar olmayı diledim, ama hentbolun bana göre olmadığını ,abimin anlaması uzun sürmedi.
Eve dönerken basketi zaten elediğimden -o da fazla temas içerikliydi benim için- dedi ki bi arkadaşım Saygun Altınyurt voleybol takımının en iyi sporcularındandır. Seni ona emanet edeyim. Yıldız aday takımı,bu takım, yıldız takım öncesi bi takımdı adından da anlaşılacağı gibi.
Voleybolu bilirdim.İpin üstünden oynardık mahaledeki arsada. Mahallemizin voleybolcu abilerinden "Beton Tamer"i nasıl unutabilirim.İlk antrenman günümüzde topu pek göremedik. Daha çok bir voleybol topunun ağırlığının 250 gr. olduğunu, voleybol sporunun ilk kez itfaye erleri tarafından keşfedilip geliştirildiğni, kızların file boylarının yıldız takım,genç ve A kız takımlarında farklı metrajlara sahip olduğunu, erkeklerin file boylarının 2.43 olduğunu öğrendik...
Antrenman koşmayla başlanır, ardından balkabağına benzeyen ağır toplar alırdık, sağlık topu adındaydı bu güllegiller.Birbirimize atar dururduk.
Ardından voleybol topunu elimize aldığımızda uçar giderlerdi. Çok hafif gelirdi bize... Genç kız olma yolunda ilerleyen bendeniz deno çok sevdim bu antrenman işini. Hiç şikayet etmedim gidip geldim yıllarca...
Şimdi düşünüyorum da,iyi ki takım sporu yaptım diyorum. Bir takım oyuncusu olmaktan daha çok hiç bir şey hayata hazırlayamaz insanı. Manken olana kadar devam ettim voleybola..118'den Başak Gürsoy mankenlik ajansının telefon numarasını alana kadar da oynadım Altınyurt Spor Kulübünde. Ne zaman ki bir iki defileye çıkıyorum diye voleybol antrenmanında yere düşmekten itina etmeye başladım,o zaman voleybol yıllarımın da sonuna geldiğimi de fark etmiş oldum.
13'lü yıllarla başlayan gelişimimi voleybol sayesinde düzeltebildim.Kaslarımı kullanmayı öğrendim, kuvvetlendim.
Çok rica ediyorum çocuklarınızı spor için teşvik edin. Ücretsiz bu aktivitelerin peşinden gidiniz, çocukların özgüveni gelişecek bir sıfır öne geçecekler hayatta inanın. Voleybol bi takım oyunuydu oynadım.Mankenlik söylenenin aksine bie takım işidir. 25 yıl yürüdüm bu takımda...Nehir doğana kadar da esek tiyatro ekibindeydim.En mutlu olduğum bir başka takımdı.
Bencil bir insan olmadığımı biliyorum.Takım arkadaşımı düşünmem gerekir ve ben şimdi çekirdek kadro bir takımın içindeyim...
Kocam, kızım, ben...
Bu takımda kimse beni yedek kulübesinde oturtamayacak...
Hepinizi sevgiyle kucaklarım.
Piloş son söz: Voleybolu kitaplardan öğrenen, rahmetli Mehmet Fuat Bengü Türkiye'nin en önemli antrenörüydü.Kendisi Nazım Hikmet'in oğluydu ve değerli bir yazardı. Altunizade semtinde ve hala var olan Altınyurt Spor Kulübünü kurdu. Kulübüme beni büyüttüğü için teşekür ediyorum...