Çevremize bakışımız, hafızamızda yer eden ayrıntılar, hatta zihnimizin ve hafızamızın çalışma şekli dünyayı nasıl algıladığımızla ilgilidir. Eğer dünyayı algılama tarzımız beraber olduğumuz insanlardan çok farklı ise, sıklıkla fikir-anlayış farklılıkları yaşamamız son derece normaldir.
Anne-babalar, çocuklarının dünyayı algılama tarzını, dünyayı nasıl gördüklerini keşfederek sağlıklı bir kişilik gelişimi sağlayabilir, iletişimlerini güçlendirebilirler.
Pratik çocuklar dünyayı ve çevrelerini beş temel duyularıyla tanımaya çalışırlar: işitme, görme, tat alma, dokunma ve koklama.
Biz yetişkinler, duyu sisteminden duygusal hafızaya yani, bir diğerinin duyularını anlamaktan onların duygularını da anlamaya uzanan zihinsel yapılara sahibiz.
Yapılan araştırmalar, tüm bu yapıların doğumdan sonra belli süreçler dahilinde kazanılmakta olduğunu ortaya koyuyor. Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin, önemli olanın kapasite dahilinde davranarak mevcut sistemleri çalıştırdığını söylüyor. Keskin, gerçek doğrultuda davranılırsa bir sonraki aşamanın yani çocuğun gelişmesini hızlanacağı bilgisini veriyor.
Keskin, "Bir çocuğu geliştirme çabalarının çocuğun henüz ortaya çıkmamış sistemlerine yönelik olması halinde ise tam tersi bir sonuçla karşılaşılır ve gelişme sağlanacak yerde gelişme örselenir" diyor.
Çocukların, diğerlerini kendi gibi canlı bir varlık olduğunu fark edebilmek için önce kendi farkındalığını kazanması gerekir diyen Keskin şöyle devam ediyor, "Bu farkındalık ilk 3 yaşın sonunda, çocuğun ellerini, ayaklarını, saçlarını ve vücudunun cismen varlığını algılaması ile başlar. O nedenle, bu dönemde çocuk, kendine ait olarak algıladığı saç ve tırnak kesimine karşı çıkar. Saçı ve tırnağının kesilmesinin acımayacağı ya da kesilse de tekrar uzayabileceğini algılamakta zorlanır. Bu yapıları, kolu-bacağı gibi kendine ait ve kesildiğinde bir daha kazanılamaz dokular olarak algılar."
Cismen kendini fark eden çocuğun bu şekilde çevre ile kendi sınırlarını belirleyeceğini söyleyen Keskin, "Bu aşamada, kendisinin ve çevresinin farkındalığı ile birlikte çocuk, bir başka olguyu daha fark eder" diyor.
Çocukların çevreyi algılamasında ebeveynlere hangi görevler düşüyor, ebeveynler neler yapmalı? Tüm bu soruların cevabı için tıklayın...